Yeni Dünya Düzeni (New World Order)
Dünya devletleri şu son 20 yılda böyle bir kriz görmedi. Başta Amerika olmak üzere Avrupa ve Asya ülkelerini sarsan bu kriz ne kadar yapmacık ya da gerçekçi? Ne zaman bitecek ya da bitmeyecek? Sonuçları ne olacak?
Sonuç ne olursa olsun şu anda dünya halkları bu sıkıntıyı çok pahalı ödüyorlar. İnsanlar işsiz kalmamak adına ücretlerinin düşürülmesine ses çıkartamıyorlar. Yeter ki çalıştıkları yer kapanmasın. Bizzat Almanya’da Opel ve Mercedes’de yaşananlar bunun en bariz örnekleri. Geçtiğimiz günlerde Opel Almanya’daki tüm fabrikalarını kapatma kararı aldı, çünkü merkezi Amerika’da bulunan General Motors çok zor durumdaydı, Opel’in satılması bile gündeme geldi. Alman Devleti yardım etmek istedi fakat orda da devlete karşı şaibeli bir yaklaşımda bulundukları son anda tespit edilince Merkel Hükümeti yardım etmekten vazgeçti. Problem halen devam ediyor. Kapatılırsa on binlerce kişi işsiz kalacak. Hakeza Mercedes de bazı fabrikalarını kapatmak ve Çin’ e taşımak istedi ama işçiler büyük bir direniş gösterdi. Şimdilik ortalık yatışmış gözüküyor ama sonu hiç de parlak değil. Mercedes zaten genel merkezini Çin’e taşımış durumda. Çoğu modellerin üretimini de Çin’de yapıyor.
Mercedes dünyada bir Alman markası olarak bilinir fakat yeni adıyla DaimlerChrysler Firması çoktan Alman olmaktan çıkmış Amerikalı bir Yahudi şirketi olmuştur. Sadece Mercedes değil, artık büyük Firmalar, diğerlerini satın alarak daha da büyüyorlar. Örneğin Procter & Gamble, ThyssenKrupp gibi dev şirketler…
Zaten Yeni Dünya Düzeni denilen şey gelecekte 20-30 kadar dev Firmanın dünya ekonomisinde ve yönetiminde söz sahibi olması demek değil mi? Artık politikacılar bu şirketlerin birer kuklaları olmaktan öteye geçemeyecek. Bu şirketlere hakim olanlar politikaya da hakim olacaklar. Sermaye söz sahibi olacak.
Dikkat ederseniz son zamanlarda Amerika ve Avrupa’daki büyük sermaye Çin’e kaymış durumda ve halen kaymaktadır. Yatırımlar Çin’e yapılmakta. Bu bilinçli bir şekilde ve sinsice yapılıyor. Böylelikle Amerika’nın da tıpkı SSCB yani eski Sovyetler Birliği gibi sonunun geldiği anlaşılıyor. Sovyetlerin yıkılmasından sonra tek süper güç olan Amerika, Obama ile sonunu hazırlıyor. Çünkü Amerika’daki lobiler bunun böyle olmasını istiyorlar. O lobiler ki gelecekte Çin Süper Gücünü yönetmek için kolları sıvamış durumdalar. Çünkü tahmin edemedikleri şey oldu. Demokrat partiden Obama’yı aday gösteren onlardı fakat asla kazanamaz gözüyle bakıyorlardı. Demokrat Partinin kazanmasını kesinlikle istemiyorlardı. Sonuç istemedikleri gibi oldu ve Obama seçimi kazandı. Çünkü Demokrat Parti de antisemitik düşünen gruplar çok fazla ve onlar İsrail’in Ortadoğu’daki plan ve projelerine karşı çıkmaktalar ve İsrail’in daha fazla kan dökmesini istemiyorlar.
Peki, bundan sonra ne olacak?
Tek olacak şu ki Süper güç Amerika yerine Süper güç Çin geçecek. Sahne değişecek, oyuncular değişecek, perdenin rengi değişecek fakat senaryo, senaristler ve Rejisörler yine aynı olacak. Amerika’ya karşı birleşen Avrupa Birliği bu kez de Çin’e karşı birlik olmak zorunda kalacak.
Türkiye açısından baktığımız zaman ise çok güzel şeyler olacak. Gerilemekte olan bir Avrupa ve Amerika. Kalkınmakta ve gelişmekte olan bir Türkiye. Yaşlanan bir Avrupa ve genç bir Türkiye. Verimli toprakları, yer altı madenleri, jeopolitik konumuyla dünyanın gözü üstünde bir Türkiye. Şunu hiç abartmadan söyleyebilirim ki geçmiş yıllarda Avrupa’da Almanya nasıl bir konumdaysa, gelecekte de Türkiye bu konumda olacak. Ve 40 yıl önce göç alan Almanya gelecekte göç verecek. İnanın ki Almanya’dan Türkiye’ye çalışmak için Almanlar bile gelecek. Bu bir kâhinlik değil. Dünyadaki son 40-50 yıldaki gelişmelere bakın, bunu açıkça görürsünüz. Çünkü tarih tekerrürden ibarettir, sadece zaman ve mekanlar değişir. Türkiye’de genç nüfus çok, yapılacak işler de çok fazla. Sadece işleri organize edecek, planlayacak bir sistem eksik. Bunu da başardığımız zaman bizi kimse tutamayacak. Bırakın Avrupa’yı dünya devi bile oluruz. Yeter ki çalışalım, azmedelim, yarının gençlerini iyi yetiştirelim. Bana ne demekten kurtulalım. Üzerimizdeki ataleti atalım. Bizler çalışkan bir milletin çalışkan evlatlarıyız. Fert fert bu işi başaracağız. Konfüçyüs’ün dediği gibi, “herkes kendi kapısının önünü süpürürse bütün mahalle pırıl pırıl olur.”
Ne mutlu çalışana, üretene, insanlara ve insanlığa faydası olana.
Sevgilerle.
02.01.2010
Yorum bırakın